Eczanet.net'e Hoş geldiniz. Covid-19 la ilgili daha fazla bilgi almak için tıklayın.

Gıda takviyesi seçiminde nelere dikkat edilmeli?

Gıda takviyeleri günlük sağlık rutinlerimizin bir parçası haline geldi. Genellikle doktor ya da eczacı tavsiyesi ile, bazen de kendi araştırmalarımız doğrultusunda eczane ya da internetten alıp kullanabiliyoruz.

Yüzlerce marka ve değişen fiyatlar arasında seçim yapmak kolay olmuyor. Kullandığımız ürünlerden kimi zaman fayda görüyoruz, kimi zaman görmüyoruz. Peki en doğru gıda takviyesi seçimi nasıl yapılabilir?

Öncelikle bir hekim ya da eczacı gibi bu konuda uzman kişiler tarafından destek almak önemli. Her ne kadar market rafından bile seçip alabiliyor olsak da, özellikle bir hastalık durumu söz konusu ise, sağlık profesyonellerinin yönlendirmeleri çok daha güvenli olacaktır.

Gıda takviyeleri alanındaki ürün pazarlama deneyimime dayanarak; bu yazımda daha çok ürün kalitesi ve seçim kriterleri üzerinde duracağım. Eğer kendimiz seçiyor isek, nelere dikkat edelim?

1. Etken madde miktarı önemli: Ürünün etki göstermesinde en önemli faktörlerden biri etken madde miktarıdır. Ürünün üzerinde bulunan içerik tablosuna mutlaka bakın. BRD kısaltması, Beslenme Referans Değeri’dir. Yani günlük olarak alınması gereken değer. Bunun altında olan miktarlar etkinlikte yetersiz kalabilir. BRD belirtilmemişse, o içerik için günlük standart bir alım miktarı belirlenmemiş demektir. Multivitamin ya da multiminerallerde tek bir kapsüle ya da tablete çok sayıda vitamin ve mineral sığdırıldığı için miktarlar azaltılmış olabilir. Bazen fiyatı ulaşılabilir seviyede tutmak amaçlı da içerik miktarları azaltılabilmektedir. Fiyat kıyaslaması yaparken etken madde miktarını göz önünde bulundurun. Peki her takviyenin etkin dozunu bilebilir misiniz? Etkin dozlar, o takviyeyi hangi amaçlı kullandığınıza göre bile değişir. Örneğin alfa lipoik asit, 200mg olduğunda antioksidanken, 600mg olduğunda kan şekeri üzerinde etki gösterir. Dolayısıyla her takviye için bu dozları bilmeniz mümkün değil. Sağlık personelleri bu noktada devreye giriyor 🙂 Yine de bir alternatif yöntem isterseniz, https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/ adlı web sitesinden ilgili takviye ile yapılan klinik çalışmalarda hangi dozları hangi etkiler için kullandıklarını araştırabilirsiniz.

2. Takviyenin formu etkinlik ya da emilimi etkiler: Vitamin ya da minerallerin aktif ya da pasif form diyebileceğimiz, vücudun doğrudan kullanabileceği ya da vücuda aldıktan sonra aktifleştirerek kullanabileceği farklı formlar bulunur. Bununla beraber bazı formlar bağırsaktan emilimi kolaylaştırır. Bazı formlar ilgili takviyenin vücutta kullanılacağı yerleri değiştirebilir.

3. Bitkisel takviyelerde standardize olmasına dikkat edin: Bitkisel ekstratlar, vitamin ve minerallerden farklıdır. Bir bitkisel ekstratın içerisinde ne kadar aktif etken maddenin bulunduğunu, eğer standardize değilse bilemeyiz. Dolayısıyla aynı markanın aynı ürünü bile olsa, farklı serilerde üretilen ürünlerin etken madde miktarı değişebilir. Düşünün ki iki bardak portakal suyu aldınız. Biri serada üretilen bir portakaldan elde edildi, diğeri ise mevsiminde ve organik olarak yetiştirilen bir portakaldan elde edildi. İçerdikleri C vitamini aynı olabilir mi? Standardize bitkisel ekstratlar, üretim sürecinde her üründe sabit miktarda etken madde içerdiğini test ederek üretilirler. Bu da ürünün etkinliğini önemli ölçüde belirler. Yani ekstrat miktarı ile etken madde miktarı aynı şey değildir.Standardize bitkisel ekstratlarda etken madde miktarı belirtilir.

4. GMP Logosu üretim kalitesi konusunda güven verir: GMP (Good Manufacturing Practices) yani Türkçe anlamı ile İyi Üretim Uygulamaları ürünün kalitesine güvenebileceğiniz anlamına gelir. GMP logosu olmayan ürünler kötüdür demiyorum, ama GMP logosu varsa, üretim kalitesine güvenebilirsiniz. Türkiye’de de GMP standartlarında üretim yapan firmalar var.

5. Tatlandırıcı, aroma ve benzeri katkılardan uzak durun: Çok mecbur kalmadıkça mümkün olduğu kadar katkısı az olan takviyeleri tercih edin. Hayatta keyif alabileceğiniz çok şey var. Sağlık amaçlı kullandığınız takviye bunlardan biri olmayıversin J Bir taraftan yaparken diğer taraftan bozmayın 🙂

6. Laktoz, glüten gibi alerjenlere dikkat edin: Laktoz içeren bir takviye, bağırsak sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebilir. Laktoz yetişkinlerin sindiremediği bir süt şekeridir ve sindirilemeyen her şey bağırsaklarda enflamasyon yaratır. Gaz, hazımsızlık, şişkinlik gibi durumlar ile bunu fark edebilirsiniz.

7. İlaç etkileşimine dikkat edin: Kullandığınız bir ilaç varsa, takviye almadan önce mutlaka bir uzmandan destek alın. Örneğin Omega 3’ün, kanı sulandırma etkisi olduğu için kan sulandırıcı ilaçlarla birlikte kullanılması sakıncalı olabilir.

8. Bağırsak sağlığı emilimi etkiler: Diyelim ki bir takviyeyi içtik, hemen hoop diye hücrelerimize kadar gideceğini söyleyemeyiz. Midede ve karaciğerde bazı kayıplar hemen her durumda yaşanabiliyor zaten. Ama bağırsak sağlığı, emilim açısından ayrıca önemli. Bağırsaklarınız ne kadar sağlıklı olursa emilim o kadar iyi olur. Yani; bol lifli gıdalar tüketin, bol su için, bağırsak mikrobiyotanıza iyi bakın. Dost bakterilerinizi besleyin, bağırsak bariyerini koruyacak bir beslenme ve yaşam düzeniniz olsun.

9. Yağda eriyen vitaminleri yağlı gıdalarla beraber alın: A,D,E ve K vitaminlerinin yağda emilimi daha yüksek olur. Yağlı gıdalarla tüketmeniz emilimi destekler.

 

You must be logged in to post a comment.